8 Nisan 2021 Perşembe

BOŞANMA VE BOŞANMA SEBEPLERİ



GİRİŞ;

Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir. Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.


1-ZİNA;

Zinaya dayalı boşanma Türk Medeni Kanunun 161. maddesinde "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.  şeklinde düzenlenmiştir.

Evlilik birliği içerisinde her bir eşin zinası diğer eş açısından boşanma sebebidir. TMK anlamında zina bir eşin eşinin dışında başka biriyle cinsel ilişki kurması ve bu ilişkinin bir defa gerçekleşmesi dahi zinaya dayalı boşanma için yeterlidir. Zina eylemi eş veya eşlerin iradesiyle gerçekleşen eşlere yüklenen sadakat yükümlülüğün ihlali olup özel bir boşanma sebebidir. Zina eden eşi diğer eş affederse ya da affedecek harekette bulunursa bu zinaya dayalı boşanma davası açamaz.

2-HAYATA KAST,PEK KÖTÜ VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ;

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışa dayalı boşanma Türk Medeni Kanunun 162. maddesinde "Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir." 

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.Affeden tarafın dava hakkı yoktur." şeklinde düzenlenmiştir.

Eşlerden biri diğeri tarafından canına karşı kast edilirse boşanma davası açabilir. Hayata kast ile cana karşı ölüm sonucu doğurabilecek eylemleri boşanma sebebi saymaktadır.

Pek, kötü ve onur kırıcı davranış  eşin tahkir edilmesi ,sosyal ve manevi seviyesiyle uyuşmayan söz veya hareketlerler rencide edilmesi aleyhine ve hakkında dedikodulara yol açılması gibi davranışlar boşanma sebebi olur.

3-SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME;

Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmeye dayalı boşanma Türk Medeni Kanunun 163. maddesinde  "Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir." şeklinde düzenlenmiştir.Suç işleme nedeniyle boşanma davası açabilmek için eşin yüz kızartıcı suç işlemesi gerekmektedir. Yüz kızartıcı suçlar, toplum şiddetle tepki gösterdiği ve ahlaki açıdan kabul edilemez olarak bilinen suçlardır. Genel olarak yüz kızartıcı suçlar olarak kabul edilen suçlar; uyuşturucu ticareti, hileli iflas, hırsızlık, zimmet, rüşvet, evrakta sahtecilik, kasten adam öldürme, dolandırıcılıktır. Görüldüğü üzere toplum tarafından reddedilen, ahlaki açıdan kabul edilemeyecek türden suçlardır. Suçun küçük düşürücü olması hâkimin toplum anlayışı takdirinde bir karar verecektir.

Haysiyetsiz yaşam sürme nedeniyle boşanma davası, toplumun ahlak, etik ve var olmuş değerlerine aykırı yaşayan eşe karşı açılabilir. Haysiyetsiz yaşamayı alışkanlık haline getirmiş olan eşe karşı açılacak boşanma davasında evlilik birliğinin bu nedenden ötürü artık çekilmez olması gerekmektedir. Haysiyetsiz yaşam süren eşin bu hayatın alışkanlık haline getirmiş olması gerekmekte haysiyetsiz yaşam olarak itham edilen olayın bir defa gerçekleşmesi dava açmaya yeterli değildir. Eşi rahatsız eder derecede süreklilik görülebilmelidir. Bu yüzdendir ki evlilik birliği artık diğer eş açısından çekilmezlik kazanmıştır. 

4-TERK;

Terke dayalı boşanma davası Türk Medeni Kanunun 164.Maddesinde "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz." şeklinde düzenlenmiştir.

5-AKIL HASTALIĞI;

Akıl hastalığına dayalı boşanma davası Türk Medeni Kanunun 165.Maddesinde " Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir." şeklinde düzenlenmiştir.

Akıl hastalığına dayalı boşanma davasının açılabilmesi için hastalığın evlendikten sonra meydana gelmesi hastalığın iyileşemeyeceği yönünde  resmi kurul raporuyla tespit edilmesi aranmaktadır. Bu eşlerin sağlıkta ve hastalıkta beraber olmaları ilkesinin bir sonucudur. Ancak evlilik rapora göre artık yürütülemeyecek sevide ise evlilik gerekleri ve amaçları açısından sona ermekle kanun koyucu diğer eşe boşanma davası açma hakkı vermektedir.

6-EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI;

Evlilik birliğinin sarsılmasına dayalı boşanma davası Türk Medeni Kanunun 166. Maddesinde "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. 

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.

Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmayahükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir." şeklinde düzenlenmiştir.

Şimdiye kadar saydığımız boşanma sebepleri özel boşanma sebebi iken Türk Medeni Kanunun 166.Maddesine dayalı evlilik birliğinin sarsılmasına dayalı boşanma genel bir boşanma sebebi olup bu boşanma sebebine dayalı davalarda davacı davalının kusuruna bakılıp ona göre boşanmaya karar verilmektedir. TMK 166.maddesi geniş kapsamlı bir madde olup içerisinde birden fazla boşanma sebebi bulundurmaktadır. Kanun koyucu bu madde ile amacı eşler arasındaki bütün olayları ayrı ayrı saymaktansa genel bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir.

Türk Medeni Kanunun 166.Maddesi olan Evlilik birliğinin sarsılmasına dayalı boşanma kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır; TMK madde 166/1, Evlilik birliği eşlerin evlenmenin genel hükümleri ile yüklenen görevleri ihmal veya  ihlal etmelerinden kaynaklanır. TMK madde 166/3, anlaşmalı boşanma olarak adlandırılır. Anlaşmalı boşanmada evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması gerekmekte olup eşlerin birlikte dava açıp veya bir eşin açtığı davayı diğer eşin kabul etmesi gerekmektedir. Eşlerin anlaşmalı boşanma için kendi aralarındaki hazırladıkları protokolü hakimin kabul etmesi gerekmektedir. TMK madde 166/4, ayrılığa dayalı bir boşanma sebebi olup boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsunortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.

AV. MİKAİL YAĞIZ