YABANCI MAHKEMECE VERİLMİŞ BİR BOŞANMA KARARI OLMASI HALİNDE, KARARIN TANIMA VE TENFİZİ YAPILMADAN MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI AÇILABİLİR Mİ?
YABANCI MAHKEMECE VERİLMİŞ BİR BOŞANMA KARARI OLMASI HALİNDE, KARARIN TANIMA VE TENFİZİ YAPILMADAN MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI AÇILABİLİR Mİ?
Tanıma
tenfiz davası, yabancı ülke mahkemesinde verilen bir kararın ülkemizde de
geçerli olabilmesi ve varsa icrai nitelikteki kısmının da Türk Makamları
tarafından uygulanabilmesini sağlayan dava türüdür.
Yabancı
mahkeme kararlarının Türkiye’de sonuç doğurabilmesi için Milletlerarası Özel
Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 52 ve devamı maddeleri gereğince Türk
Mahkemelerine tanınması ve tenfizi zorunludur. Bu sebeple yabancı mahkemece
verilmiş boşanma kararının tanınması, mal rejimi davasının görülebilmesi için
ön koşuldur.
Açılmış bir tanıma ve tenfiz davası
varsa, bu davanın sonucu mal rejiminin tasfiyesi davasında bekletici mesele
yapılması, tanıma tenfiz davasının olumlu sonuçlanması halinde, taraf
delillerini değerlendirilerek sonucuna göre işin esası ile ilgili olumlu veya
olumsuz bir hüküm kurulmalı, davanın olumsuz sonuçlanması halinde ise davanın
görülebilirlik koşulunun gerçekleşmemesi nedeni ile işin esasına girilmeksizin
davanın reddine karar verilmelidir.
“Dosyada yapılan inceleme ve karar düzeltme dilekçesine ekli nüfus kayıt
örneğindeki açıklamalardan, tarafların yabancı mahkeme kararıyla boşandığı ve
nüfus kaydına boşanma şerhi verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yabancı mahkemeye ait boşanma ilamının
tanınmasına ilişkin her hangi bir tanıma/tenfız kararı bulunup bulunmadığının
araştırılması, mevcut ise getirtilip dosya içine alınması nüfus kaydındaki
boşanma şerhine ilişkin dayanak belgelerin ilgili nüfus müdürlüğünden
istenilerek dosya içerisine konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak
üzere gönderilmesi için, dosyanın yeniden Mahalli Mahkemesi'ne GERİ
ÇEVRİLMESİNE, 06.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”Yargıtay 8. HD., 06.11.2015 T.,
2015/18970 E., 2015/19872
K.
Yargıtay’ın aşağıdaki kararında
açılmış olan bir tanıma tenfiz davasının olmamasına rağmen, mal rejimi
davasının görülebilirlik ön koşulu olan yabancı mahkemeden verilen boşanma
kararının tanıma ve tenfizi için gerekli davanın açılması bakımından davacı tarafa
mahkemece süre ve imkân tanınması ve davanın açılması halinde bekletici mesele
yapılması gerektiği belirtilmiştir.
“Her ne kadar
Münih Asliye Mahkemesi'nin verdiği boşanma kararı 18.07.2002 tarihinde
kesinleşmiş ve verildiği ülkede kesin delil ve kesin hüküm olarak kabulü
sonucunu doğurabilmekte ise de, kararın Türkiye'de uygulanabilmesi ancak bir
tenfiz kararı verilmesi halinde mümkün olabilecektir (MÖHUK m. 50). Ne var ki,
ortada tenfiz edilmiş bir karar söz konusu değildir. Bu husus eldeki davanın görülebilmesinin
ön koşulunu oluşturmaktadır. Saptanan bu hukuki ve somut olgular karşısında
tarafların boşanmalarına ilişkin bulunan yabancı mahkeme kararının yetkili ve
görevli Türk mahkemesi tarafından tenfizine karar verildiği ileri sürülüp
kanıtlanmadığına göre, davanın görülebilirlik koşulu olan mal rejiminin sona
ermesi somut olayda gerçekleşmemiştir. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı
yetkili Türk mahkemesince tanıma veya tenfiz kararı verildiği takdirde Türk
Hukuku bakımından hukuki sonuç doğurur. Yabancı kararla ilgili tanıma veya
tenfiz kararı verilmedikçe veya bu yönde açılan dava reddedildiği takdirde o
karar Türkiye'de Türk hukuk sistemi açısından hukuki sonuç doğurmaz ve taraflar
boşanmış sayılmazlar. O halde tarafların evliliği Türk Hukuku açısından halen
devam etmektedir.
Kararın tenfiz edilmesinde hukuki yararı bulunan
herkes tenfiz isteminde bulunabilir (MÖHUK m. 52/1). Kararın tenfizini
isteyenlerin Türk vatandaşı olup olmamalarının sonucuna bir etkisi
bulunmamaktadır. Kaldı ki, taraflar doğumla Türk vatandaşıdırlar. 5901 sayılı
Türk Vatandaşlığı Kanu-nu'nun 28. maddesi gereğince, izinle Türk
vatandaşlığından çıkmış olanlar bu maddede sayılan haklar dışında... Türk
vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler.
Yapılan açıklamalar karşısında mahkemece
yapılacak iş; davacı tarafa davanın dayanağını oluşturan yabancı mahkeme
kararının tenfizine karar verilmesinin sağlanması için gerekli süre ve imkanın
tanınması, açılacak davanın sonucunun beklenmesi, eldeki davanın bekletici
mesele yapılması ve tenfiz kararının verilmesiyle ilgili davanın sonucuna göre
davanın görülebilirlik koşulu belirlendikten sonra işin esasına girilerek bir
karar verilmesi gerekmektedir.”Yargıtay 8. HH. 18.02.2010 T., 2009/4595 E., 2010/805 K.
Stj. Av. Beyzanur TEKİN Av. Mikail YAĞIZ
Yorum Yaz